Öyle sesler vardır ki, size yaşadığınızı hissettirir; umuda, coşkuya açılan suyun sesi gibi ya da özlemin, korkunun izlerini taşıyan rüzgar sesi gibi...

Ve doğadaki her ses, bir duygunun, bir iletinin yüreğimize, beynimize, hücrelerimize uzanan bir kapı aralığıdır sanki.

İşte sanatçı Nilüfer'in de "en güzel armağan" olarak bizimle paylaştığı çok özel, çok farklı bir sesi var; ben onu dinlediğimde daha da özgürleştiğimi, kendimle daha çok yüzleştiğimi biliyorum. Öyle ki Nilüfer, şarkılarıyla yüreklere sevgi dolu küçük yıldızlarla ışık saçarken, bir yandan da umut verir, aşk verir, acı verir, düşkırıklığı verir, güç verir ve her birinde güzellikler gönderir.

Türkiye'de "güçlü ses" olarak nitelendirilebilecek çok az sanatçı var. Nilüfer bunlardan en başarılısı. Yüreğiyle ve ciddi bir biçimde şarkı söylemeyi profesyonelce biraraya getirebilen bir yıldız o. Evet onu izlerken, onu dinlerken, içinizde kuşlar doludizgin uçmaya başlıyor. Ruhunuz bir karanlık, bir aydınlık arasında sarsılıyor; sanki tüm ipler elinizden kaçıyor. Bu hissettiğiniz bir boşluk değil, tam tersine dolu dopdolu oluyorsunuz; mutlusunuz, gülüp ağlayabiliyorsunuz özgürce.

Çok güçlü, olumlu bir elektriği var Nilüfer'in... Sesinde, sahnesinde, gülüşünde, hem kaçamak hem de bir o kadar kendinden emin bakışlarında bunu görmek hiç zor değil.

80'li yıllarda -ki o dönemde bu yarışma oldukça önemliydi- Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye elemelerinden birinde, yarışmaya katıldığı şarkı bugün hala kulaklarımda. Oysaki bu şarkı ne bir albümünde yer aldı, ne de başka bir yerde söylendi.

"Bu film oynandı artık bitmeli,
Sen ve ben paylaştık aşk sahnelerini...
Şimdi al götür sevgini
Uyanan o nefretini
Yeter, kopar anılardan beni
Kalsın gözlerimde özlem
Yüzümdeki çizgiler kalsın
Bu ateş bırak da kül olsun."

Anımsayabildiğim kendimle ilgili en güzel ve en zor zamanlarda hep onu, onun şarkılarını da görüyorum, duyuyorum. Katran karası, ellerimin tütün koktuğu "geceler"de, her "Seni seviyorum" dediğimde!

Bir dolu şarkı var Nilüfer deyince aklıma hemen gelen, bunlarla birlikte hatırlanan bir dolu yaşanmışlık, bir sürü izler...

"Her sevda bir veda, bir ceza
O son bakıştaki dumanlı gözler
Mahkum olan o son birkaç damla
Hesap sorar sana, sana!”

Bazıları onun için "şarap gibi" sesi var diyor. Kimi son yıllarda hayli değiştiğini, daha da güzelleştiğini söylüyor.

Ben, sesi ve şarkılarıyla hep bizimle olsun diyorum. Yaşamımızdan hiç eksik olmasın; sevgilerimizi, sevinçlerimizi onun sesinden, onun şarkılarından söyleyelim istiyorum. Haykırır gibi, hiç durmadan...

 

Köksal EKİNCİ
Ankara Kültür ve Sanat Rehberi
Yıl: 3 Sayı: 23 Temmuz 1999 Sa: 12-13